ANA ARI İHTİYACINIZ İÇİN ARAYIN.







İBRAHİM ALBAYRAK-ANA ARI ÜRETİCİSİ







TLF:0 532 414 95 53 ANTALYA




29 Mayıs 2010 Cumartesi

'1. Dünya Arı Günü' Etkinliği



Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Rektörü Prof. Dr. Uğur Erdener, 'Arılar, insanların yaşamını direkt etkileyen bir özelliğe sahip. Çünkü sebze ve meyvelerin üretiminde bu canlının işlevi çok büyük' dedi.
HÜ tarafından Beytepe Yerleşkesi Mehmet Akif Ersoy Salonu'nda düzenlenen '1. Dünya Arı Günü' etkinliği, HÜ Ankara Devlet Konservatuvarı Çocuk Korosu'nun 'Şarkılarda Arılar' adlı mini konseriyle başladı.
Prof. Dr. Erdener, etkinliğin açılış konuşmasında, Türkiye'nin aynı anda farklı iklimleri yaşama şansına sahip bir coğrafyada bulunduğunu söyledi.
Türkiye'nin, 4 milyonu aşkın kovanıyla dünya bal üretimde 3. sırada olduğunu ifade eden Erdener, şöyle konuştu:
'İnsan yaşamında arının ve arıcılığın önemi yadsınamaz. Geçtiğimiz yüzyılın en büyük bilim adamlarından Einstein'ın dediği gibi, arıların yok olması halinde insanların ömrü de bir anlamda onlarla bitecektir. Arılar, insanların yaşamını bu kadar direkt etkileyen bir özelliğe sahip. Çünkü sebze ve meyvelerin üretiminde bu canlının işlevi çok büyük.'
Son 4-5 yılda dünyanın çeşitli yerlerinde ortaya çıkan toplu arı ölümlerine dikkati çeken Prof. Dr. Erdener, şunları kaydetti:
'Arıların bu kadar önemli olması, dünyanın bu konu üzerine yoğunlaşmasına yol açıyor. Birçok ülkeyle birlikte Türkiye'de de en azından yılda bir kez bu konunun önemini vurgulamak amacıyla 29 Mayıs, Dünya Arı Günü olarak belirlendi. HÜ olarak bu konuda ilk ve en etkin çalışmayı başlatmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.'
Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mahir Küçük ise Bakanlığın arıcılığın desteklenmesi ve geliştirilmesi için yaptığı çalışmalara değindi.
Afyonkarahisar'da bal üretimine yönelik ormanların kurulduğunu ifade eden Küçük, 'Çeşitli yörelerde de bal ormanlarını destekliyoruz. Türkiye genelinde bu ormanların kurulup, yaygınlaştırılmasını hedefliyoruz' dedi.
Ayrıca ağaçlandırma ve erozyon kontrolü çalışmaları yaptıklarını anlatan Küçük, bu çalışmalar sırasında da özellikle çiçekleri bol olan türlerin daha fazla yetiştirilmesine imkan sağlandığını söyledi.
Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Bahri Yılmaz da Anadolu'da arıcılığın geçmişinin çok eski olduğunu, 3700 yıl öncesine dayandığına dair belgelerin bulunduğunu bildirdi.
Türkiye'de biyolojik çeşitliliğin çok fazla olduğunu belirten Yılmaz, 'Bal veren bitkiler yönünden zengin bir ülkeyiz. Dünya çam balı üretiminde ise ilk sıradayız. Ülkemizdeki arıların yüzde 80'i gezginci arılar' diye konuştu.
Arıların bitkisel üretim için çok önemli olduğunu vurgulayan Yılmaz, 'Arıları nefes alan herkesin sevmesi gerekiyor. Arılar olmazsa hayat da yok. Onların koruma altına alınması çok önemli' dedi.
HÜ Arı ve Arı Ürünleri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Kadriye Sorkun da arıların sürekli çalıştıklarını ifade ederek, 'Bir gram bal için 10 kez çiçekleri ziyaret ettikleri tahmin ediliyor. Sürekli çalışma özellikleri genetik' diye konuştu.
Konuşmaların ardından Bahri Yılmaz, Müsteşar Yardımcısı Küçük ile Rektör Prof. Dr. Erdener'e plaket verdi.
Ayrıca 'arı' konulu poster yarışmasında dereceye giren üniversite öğrencileri ile resim yarışmasında dereceye giren anaokulu ve ilköğretim öğrencilerine ödülleri verildi.

28 Mayıs 2010 Cuma

ARICILIKDA BAKIM İŞLERİ...


İlkbahar Bakımı Kış aylarında arıların faaliyetleri çok sınırlıdır. Arılarda aktif dönem kışın sona ermesiyle yeniden
başlar. İşçi arılar temizlik uçuşu yaparak dışkılarını kovan dışına bırakırlar. Soğuk ve şiddetli geçen kış
aylarında bazı kolonilerde ağır kış kayıpları meydana gelebilir, ana arı kayıpları olabilir ve bunun
sonucunda da koloni düzeni bozulabilir. Bu nedenle arıcılar erken ilkbaharda, hava koşullarının uygun
olduğu öğle saatlerinde koloni kontrolleri yapmalı, anasız ve zayıf kovanları gözden geçirerek önlem
almalıdırlar. Arıların doğal koşullardan en iyi şekilde yararlanması ve bal üretmesi için iyi bir bakım,
yeterli besleme ve koloninin bilinçli biçimde yönetimi şarttır. İlkbahar bakımında yapılacak işler aşağıda
özetlenmiştir.
Arılığın düzenlenmesi: Arıların kovanlarını şaşırıp başka kovanlara girmesini önlemek için
kovanların farklı renklerde boyanmasında yarar vardır. Rutubeti önlemek için kovanların taş, tuğla gibi
maddeler üzerine alınarak yerden 20-25 cm yükseltilmesi gerekir. Uçuş başladıktan sonra kovanların
yerleri değiştirilmemelidir. Koloniler arasında yan yana en az 2 metre, arka arkaya en az 3 metre mesafe
olmalı ve kovanlar birbirinin tam arkasına gelmeyecek şekilde yerleştirilmelidir.
İlk kontrol : Arılar ilk uçuşlarını yapıp dışkılarından kurtulup rahatladıktan sonra hava
sıcaklığının 15 ºC olduğu rüzgarsız ve güneşli bir günde ilk kontroller yapılmalıdır. Kovan dip tahtası
temizliği de denilen bu ilk kontrolde kış ayları boyunca dip tahtası üzerine düşen petek kırıntıları, arı
ölüleri ve küfler temizlenmelidir. Temizlik sırasında arılı ve ballı çerçeveler, temizlenmiş kovanlara
yerleştirilir. Boşalan kovan temizlenir ve yeniden kullanılmaya hazır hale getirilir.
İkinci kontrol: Kovan dip tahtası temizliğini izleyen günlerde kolonilerde daha ayrıntılı ikinci bir
kontrol (büyük kontrol) yapılır. Kontroller sırasında koloniler arı varlığı, kuluçka ve ana arının durumu,
gıda ihtiyacının olup olmaması, hastalıklar ve genel temizlik açısından dikkatle incelenir. İncelemeler
sırasında arılı çerçeveler kovan üzerinde tutulmalıdır. Çünkü ana arı ve genç arılar kovan dışına
düşebilir.
Zayıf kovanların birleştirilmesi: Ana arısını kaybetmiş kovanlara verilecek çiftleşmiş genç ana
arı yoksa, bu durumda anasız olan kovan; analı zayıf bir kovanla veya ana arısı yaşlı bir koloninin ana
arısı öldürülerek birleştirilmelidir.
Ana arının değiştirilmesi: Kışın ana arısını kaybetmiş veya ana arısı yaşlanmış olan kolonilere
çiftleşmiş genç ana verilmelidir. Böylece ana nektar akımına güçlü kolonilerle girilmiş olur ve verim artar.
Zararlılar ve hastalıklarla mücadele: Kolonilerde yavru gelişimi başlamadan önce mutlaka
varroa ile mücadele yapılmalıdır. Arılar üzerinde pasif kışlama döneminde bulunan varroa paraziti, aktif
üreme dönemine geçmeden önce yapılacak mücadele çok etkin ve kesin sonuç verir. Bu arada nosema,
Amerikan veya Avrupa yavru çürüklükleri, kireç hastalığı ve diğer hastalıkların olup olmadığı gözden
geçirilir. Zararlılar ve hastalıklarla mücadelede Tarım ve Köyişleri Bakanlığından ruhsat almış ilaçlar
kullanılmalıdır. Ruhsatsız ilaçlar bal ve bal mumunda kalıntı bırakmakta ve bunlar da insan sağlığını
olumsuz yönde etkilemektedir.
Suni oğul hazırlığı: İlkbahar ortalarında kuluçkalığa sığmayan çok güçlü koloniler varsa, oğulu
önlemek için zaman geçirilmeden bunlara ballık verilmelidir. Eğer koloni sayısı artırılmak isteniyorsa,
güçlü koloniler yeni çiftleşmiş bir ana arı ile bölünmeli ve suni oğul elde edilerek koloni sayısı kontrollü
bir şekilde artırılmalıdır.
Besin kontrolü: Kıştan çıkan arılarda besin stoğunun kontrolü şarttır. Kolonideki arı ve yavru
mevcuduna yetecek miktarda bal ve polen stoku yoksa ilkbahar beslemesine derhal başlanmalıdır.
Koloninin beslenmesinde kullanılacak olan maddeler; arıların doğal gıdası olan bal, polen ve su
karışımlarına yakın olmalıdır. Erken ilkbaharda arıların beslenmesinde polen katkılı kek kullanılması,
kovandaki nemi yükseltmediği için arı sağlığı açısından daha uygundur. İlkbahar şurup beslemesine
yöredeki ana nektar akımından 42 gün önce başlanır. Şurup 1:1 (su:şeker) oranında hazırlanır.
Şuruplama yöredeki nektar akımının başlamasından 7 gün öncesine kadar yapılabilir. İlkbaharda
uygulanacak iyi hazırlanmış bir besleme programı, koloninin güçlenmesine ve yöredeki nektar
akımından koloninin en iyi şekilde yaralanmasına yardımcı olur.

Güner Kayral
www.aricilik.info