ANA ARI İHTİYACINIZ İÇİN ARAYIN.







İBRAHİM ALBAYRAK-ANA ARI ÜRETİCİSİ







TLF:0 532 414 95 53 ANTALYA




28 Aralık 2011 Çarşamba

ANA ARI VE ÜRETİMİ

ANA ARI VE ÜRETİMİ



A- Ana Arının Önemi


Arı ömrünün çok kısa oluşu, doğadaki kaynakların zamanında ve en iyi şekilde değerlendirilmesini gerektirir. Polen kaynaklarının bol olduğu ilkbahar aylarında koloni gelişmesini tamamlayabilmeli, nektar akış döneminde de yeterli bal toplayabilmelidir. Verimli ve kazançlı bir arıcılık için oluşması gereken bu şartlar direkt olarak koloninin sahip olduğu ana arının genetik ve fiziksel özelliklerine bağlıdır.

On binlerce işçi arı ve gerektiği kadar erkek arı bulunan kolonide tek başına bulunan ana arı, koloninin bütün gelişme ve verimliliğine yön verir. Bu nedenle ana arı yetiştiriciliği ve kullanımı teknik arıcılıkta büyük önem taşır. Yetiştirilsin veya satın alınsın, kolonide genç ve kaliteli ana arı bulundurulması ve bunun sonucunda güçlü kolonilerle çalışılması ekonomik arıcılık için bir zorunluluktur.

B- Ana Arının Kalitesine Etki Eden Faktörler


Aynı arılıkta tutulan aynı ırka mensup koloniler eşit koşullarda aynı performansı göstermeyebilirler. Bu durumda verimsiz olan koloniler herhangi bir hastalık taşımıyorlarsa verimsizliğin nedeni doğrudan ana arı ile ilgilidir. Bu durumda ana arı ya yaşlı ya da kalitesizdir. Ana arı yetiştiriciliğinde kaliteli ana arı elde edilebilmesi için aşağıdaki kurallara dikkat edilmesi gerekir.

1. Larva Yaşı


Döllü yumurtadan oluşan ana arı ve işçi arı birbirinden çok farklı özellikler gösterirler. Bunun tek nedeni ana arı olacak larvanın işçi arı olacak larvaya göre daha ilk andan itibaren sürekli daha zengin ve daha sık arı sütü ile beslenmesidir. Bu nedenle transfer edilecek larvanın mümkün olduğunca genç olması, başka bir ifadeyle işçi arı olmaya yönelik beslenmemiş olması gerekmektedir. Larvanın yaşı büyüdükçe ana arının kalitesi düşmektedir. 12-24 saatlik larvalar transfer için en uygun larvalardır. 24 saatten daha yaşlı larvaların transfer edilmesi durumunda ana arının kalitesi yanında larva kabul oranı da düşmektedir.

2. Başlatıcı ve Bitirici Kolonilerin Durumu


Ana arı yetiştiriciliğinde kullanılan başlatıcı ve bitirici koloniler yeterince güçlü olmalı, bol miktarda arı sütü salgılayacak genç işçi arı ve polen içermelidir. Polen, genç işçi arıların arı sütü üretebilmeleri için gerekli maddedir.

3. Yetiştirme ve Çiftleşme Dönemi


Ana arının ilkbaharla sonbahar arasındaki dönemde yetiştirilebilmesine karşın, en uygun dönem, nektar ve polen üretiminin en bol olduğu zamandır. Ana arının üretildiği dönemde nektar ve polen üretiminin yeterli ve dengeli olması; ana arı hücrelerine daha bol arı sütü bırakılmasına ve oğul dönemi devam ettiği için doğal çoğalma içgüdüsünün değerlendirilmesine neden olur. Ayrıca, bu dönemde erkek arıların aktif ve bol oluşları iyi bir fırsattır.

C- Ana Arı Üretimi


Ana arı üretimi, üretimle ilgili işlerin sırasıyla ve zamanında yapılmasını gerektirir. Başlatıcı kolonilerin hazırlanmasından itibaren yumurtlamaya başlayan bir ana arının üretimi yaklaşık 1 aylık bir zaman gerektirir. Ana arı üretim kapasitesini etkileyen en önemli faktör çiftleştirme kutularının sayısıdır. Mayıs-Eylül ayları arasındaki üretim döneminde her bir çiftleştirme kutusu için 4-5 adet ana arı üretilebilir. Örneğin 100 adet çiftleştirme kutusuna sahip ticari ana arı üretim işletmesi 1 yılı kapsayan üretim döneminde 400-500 adet ana arı üretip satabilir. Bu sayıya ulaşabilmek için aşağıda verilen işlerin aksatılmadan yapılması zorunludur. Ana arı üretimi zor bir iş olmamakla birlikte plan ve program gerektiren bir iştir.

1. Damızlıkların Seçimi ve Hazırlanması


Damızlık olarak kullanılacak ana arılar, ait olduğu ırkın tüm özelliklerini belirgin bir şekilde göstermeli ve gerekli seleksiyon aşamalarından geçmiş olmalıdırlar. Ticari ana arı üretimi yapan kuruluşlar, üretimlerini damızlık değeri taşıyan ve nesilleri test edilmiş, tercihen damızlık sertifikası almış ana arılardan yapmalıdırlar. Sertifikalı damızlık ana arılar, ya yapay tohumlanmış ya da izole çiftleştirme alanlarında çiftleştirilmiş olmalıdır. Arıcı şartlarında damızlık koloni temin edilemediği taktirde en basit olarak; ilkbahar gelişme hızı yüksek, önceki yıllarda en çok balı üreten, oğul vermeyen, hiçbir zaman hastalığa yakalanmamış, sakin ve uysal mizaçlı koloniler damızlık olarak kullanılabilir. Damızlık kolonilere, transferden 4-5 gün önce uygun renkte kabarmış petek verilerek aşılamanın yapılacağı gün istenen yaşta larva bulunması sağlanır.

2. Başlatıcı Kolonilerin Hazırlanması


En az 15 arılı çerçeveye ulaşan iyi gelişme göstermiş koloniler seçilir. Bunların ana arısı, transferden 4-5 gün önce alınıp ana arısız bırakılır. Larva transferinin yapılacağı günün sabahında fazla çerçeveler çıkartılıp kolonideki arı yoğunluğu artırılır, kolonide üretilen doğal ana arı hücreleri bozulur ve çerçeve düzenlemesi yapılır. Bu koloniler, üretimde kullanıldığı sürece sürekli şurupla beslenir, genç işçi arı veya çıkmak üzere olan kapalı yavru ile takviye edilir. Başlatıcı koloni olarak, bol miktarda genç işçi arıların toplandığı polen ve bal bulunduran 2-3 petekli bir oğul kutusu da kullanılabilir.

3. Temel Ana Arı Yüksüklerin Hazırlanması


Teknik ana arı yetiştiriciliğinde larvaların yerleştirileceği temel ana arı hücreleri (yüksük) saf bal mumundan yapay olarak hazırlanmaktadır. Parlak renkte, kokusuz saf bal mumu çift cidarlı eritme kabında eritilir. Su içerisinde bekletilerek suya doyurulmuş yüksük kalıbı önce suya sonra erimiş bal mumuna ve sonra tekrar suya batırılarak elde edilen yüksükler bir çıta üzerine erimiş balmumu yardımıyla monte edilir. Elde edilen yüksükler 10-11 mm derinlikte ve 9-10 mm çapında olmalıdır. Çıtada 15-20 adet yüksük bulunur ve bu çıtalardan bir çerçeveye üç adet takılarak bu iş için özel hazırlanmış olan bir çerçevede 45-60 adet yüksük bulunması sağlanır. Ana arı üretiminde saf balmumundan yapılmış temel yüksükler kullanıldığı gibi bu amaç için üretilmiş plastik olanlar da kullanılabilir.





Resim 14. Larva transferi için üretilmiş ve bir çıtaya dizilmiş yapay temel ana arı yüksükleri

4. Larva Transferi


Damızlık kovandan, 6-12 saat yaşlı larvalı çerçeve seçilir. Bir fırça yardımı ile arıları kovan içerisine dökülerek temizlenir. Çerçevenin şiddetle silkelenmesi durumunda günlük balın larva üzerine akmasına neden olunacağından bu işlemden kaçınılmalıdır.

Seçilen çerçeve rüzgar ve direkt güneş ışınlarından korunarak kısa sürede aşılama yerine (transfer odasına) getirilir. Transfer odası kovan içi şartlarına benzer olarak 30-33 oC ısı ve %60-70 nem içermelidir. Uygun yaşlı larvalar, hücrelerden transfer kaşıkçığı yardımıyla alınır ve önceden hazırlanmış olan yapay yüksüklere yerleştirilir. Bu işlemi yaparken dikkat edilecek en önemli husus, larvanın zedelenmeden alınıp yüksüğe bırakılmasıdır.




Larva transferi zor bir işlem gibi görünse de bu konuda çalışan kişiler zamanla tecrübe kazanarak bu işlemi kolaylıkla yapabilirler. Böylece hem larva tutma oranlarında artış sağlarlar hem de belirli bir sürede daha çok sayıda aşılama yapma melekesi kazanırlar. Ayrıca, özellikle başlatıcı kolonilerin ilk kullanım dönemlerinde, yapay yüksüklerin bu kolonilerde bir gün süreyle bekletilmesi ve aşılama öncesi yüksüklere sulandırılmış taze arı sütü uygulaması tutma oranlarını olumlu yönde etkilemektedir.

5. Aşılı Yüksüklerin Başlatıcı Kolonilere Verilmesi


Bir başlatıcı koloniye verilecek 45-60 adet larva transferi tamamlandığında aşılı yüksükler bekletilmeden başlatıcı kolonilere verilir. Larva transferinden 4-5 gün önce ana arısı alınmış ve birkaç saat önce de çerçeve düzenlemesi yapılmış başlatıcı kolonide, larva transfer edilen çerçeve, bir yanında açık yavrulu diğer yanında polenli iki çerçeve arasında koloninin ortasına verilir. Başlatıcı kolonideki diğer açık yavrulu petekler transfer edilen larvaların daha iyi bakılabilmesi için çıkartılmış olmalıdır. Bu kolonideki polenli petekler genç işçi arıların arı sütü üretebilmeleri, açık yavrulu petek de genç işçi arıların larva transferi yapılan çerçevenin konulduğu yere toplanmaları için gereklidir. Başlatıcı kolonideki diğer çerçeveler ise kapalı yavrulu, ballı ve polenli olmalıdır. Sürekli üretimlerde her larva transferinden önce bu düzen sağlanmalıdır.




Başlatıcı kolonideki genç işçi arının bolluğu ve çerçeve düzeni hem larva tutma oranını hem de üretilecek ana arı kalitesini doğrudan etkiler. Ayrıca, sürekli üretimlerde kolonide genç işçi arı populasyonunun devamı için 5-6 günde bir kolonideki ilk düzenin sağlanması yönünden yeni çerçeveler verilip amaç dışı kalan fazla çerçeveler çıkarılmalıdır.

6. Bitirici Kolonilerin Hazırlanması ve Kullanılması


Aşılı yüksükler, çiftleştirme kolonilerine dağıtılacağı güne kadar başlatıcı kolonilerde tutulabilirler. Ancak bu, büyük çapta üretim yapılan işletmelerde ekonomik olmayacağı gibi uzun süreli kullanımlarda yetiştirilen ana arının kalitesini de olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle sürekli ana arı üretimi için başlatıcı kolonilerde kabulü sağlanan ana arı hücreleri, başlatıcı koloniye verilişinden 1-2 gün sonra, ana arısı ızgara ile kuluçkalığa hapsedilmiş 16-18 arılı çerçeveli güçlü kolonilerin üst katına aktarılır. Bu katta ballı, bol miktarda genç işçi arı, polenli ve kapalı yavrulu çerçeveler bulunmalıdır. Her hafta alt katla üst kat arasında düzen sağlama açısından çerçeve değiştirmesi yapılmalıdır. Başlangıç kolonisinde bitirici koloniye aktarılan transfer çerçevesinin yerine yenisi konur ve üretim süreklilik kazanır. Bitirici kolonilere aktarılan larvaların bu dönemden sonraki beslenme ve bakımları bu kolonilerde sağlanır.


7. Çiftleştirme Kutularının Hazırlanması ve Kullanılması


Transferden sonraki 10. günde kapalı durumdaki ana arı hücreleri bulundukları çıtalardan ayrılarak 1 gün önceden hazırlanmış çiftleştirme kolonilere dağıtılırlar. Çiftleştirme kolonilerinin oluşumunda farklı kovan tipleri kullanılmaktadır. Bunlar standart kovanların üçe-dörde bölünmüş olanları veya ahşap ya da tecritli malzemeden yapılan küçük çiftleştirme kutularıdır.



Çevreyi tanıma ve çiftleşme uçuşundan dönen ana arıların kendi kutularına dönebilmeleri için bu kutuların giriş delikleri farklı yönlere bakmalı ve geniş bir alana yerleştirilmelidirler. Ana arıya işaret olması yönünden çiftleştirme kutularının ön tarafları farklı şekillerde farklı renklerle boyanır. Üretim sezonunun başlangıcında oluşturulan bu çiftleştirme kolonilerinin sürekliliği her bir ana arının ürettiği yavrularla sağlanır ve böylece bütün sezon boyunca kullanılabilirler.
Çiftleşme sonrası yumurtlamaya başlayan ana arı, ilk işçi arı yavru gözleri kapanana kadar 2-3 haftalık süre ile çiftleştirme kolonisinde yumurtlamaya devam ettirilir. Bu süre sonunda ana arılar satılarak bunların yerine çıkmak üzere olan yeni ana arı hücreleri verilir. Ana arı hücrelerinin bulundukları çıtalardan alınmasında ve dağıtılmasında dikkatli davranılmalı, hücreler bu işlemler sırasında çıtadaki konumunda dağıtılmalı ve ters çevrilmemelidir. Ana arı hücrelerinin çiftleştirme kolonilerine verilmesinin ardından, transfer edilen larvanın yaşına bağlı olarak 2-3 gün sonra ana arılar çıkar. Ana arı hücrelerinin çiftleştirme kolonilerine verilişinden 4-5 gün sonra yapılacak kontrollerde ana arı çıkmayan hücreler ya da işçi arılarca bozulmuş hücreler görülebilir. Bu durumda yeni hücreler verilmelidir.

8. Ana Arıların Çiftleşmesi

Çiftleşme kutularında çıkışlarını gerçekleştiren ana arılar 2-3 günlük olduklarında çevreyi tanıma uçuşu yaparlar ve daha sonraki 2-3 gün içinde de çiftleşme uçuşuna çıkarlar. Çiftleşme "Erkek Arı Toplanma Alanı" olarak adlandırılan özel bir alanda, havada 10-30 metre yükseklikte uçarken gerçekleşir. Erkek Arı Toplanma Alanına ulaşan ana arı salgıladığı seks feromonu ve görme yoluyla erkek arılarca keşfedilir. Sayısı, 6-20 arasında değişebilen erkek arı ile çiftleşen ana arı kendi kolonisine (çiftleşme kutusuna) dönerek 3-5 gün sonra yumurtlamaya başlar. Ana arıyla çiftleşen erkek arılar çiftleşme sonrası ölürler. Ana arı, erkek arı toplanma bölgesinde yeterli sayıda erkek arı bulunmayışı ve olumsuz iklim şartları altında yeterli sayıda erkek arı ile çiftleşemezse aynı günde veya takip eden günlerde 1-2 kez daha çiftleşme uçuşuna çıkabilir.

Çıkıştan itibaren 20 gün içinde çiftleşmeyen ana arılar çiftleşme isteğini kaybederek dölsüz yumurta yumurtlamaya başlarlar ki artık bundan sonra çiftleşme gerçekleşmez. Çiftleşmenin kontrol altına alınması, ya en az 8-10 km yarı çaplı izole bölgeler ya da yapay tohumlama ile sağlanır.

9. Ana Arıların Yapay Tohumlanması


Teknik arıcılıkta, yapay tohumlama yapılabilmektedir. Bu uygulamada, damızlık değer taşıma gibi özel öneme sahip kolonilere ait erkek arılardan toplanan spermler laboratuar ortamında, yapay dölleme cihazı ile mikroskop altında özel bir amaç için yetiştirilen ana arıya enjekte edilir. Ana arıların yapay tohumlanması zor bir işlem olmamakla birlikte, yetenek ve tecrübe isteyen bir iştir. Bu uygulama üretim materyali olarak kullanılacak ana arı üretiminden ziyade araştırma ve ıslah çalışmalarında saf ırk ya da hibrit elde etmede çiftleşmenin kontrol altında alınması amacıyla yapılmaktadır.

10. Ana Arıların Üretim Kolonilerine Verilmesi


Çiftleştirme kutularında yumurtlamaya başlayan ana arıların buralardan alınıp satılması veya başka yolla değerlendirilmesi sürekli üretimlerde bir zorunluluktur. Yumurtlayan ana arıların diğer kolonilere verilmesinde en önemli işlem, öncelikle koloninin hazır hale getirilmesidir. Bunun için ana arının verileceği kolonide döllü veya dölsüz ana arı ya da ana arı hücresi bulunmamalıdır.
Ana arının verileceği kolonideki eski ana arı imha edildikten bir gün sonra ana arının bulunduğu kafes yavrulu iki çerçeve arasına havalandırma ve besleme delikleri ön ve arka tarafa bakacak şekilde yerleştirilir. Ertesi gün kek haznesinin bulunduğu taraftaki çıkış deliği açılarak arıların keki yiyerek ana arıyı çıkarmaları sağlanır. Bundan sonra kovan açılıp fazlaca kurcalanmamalı, ancak 2-3 gün sonra ana arı ve yumurta kontrolü yapılmalıdır.
Teknik arıcılıkta yumurtlayan hazır ana arı kullanılması ana arı kayıplarında ya da yapay oğullara ana arı kazandırılmasında önemli avantajlar sağlar. Ana arıların yumurtlamaya başlamalarında 25-30 gün gibi zaman kazanılması, koloninin kendisinin çıkardığı ana arının çiftleşememesi riskini ortadan kaldırması ve orijini belli materyal kazanılmış olması bu avantajlardan bazılarıdır. Ancak, önemli avantajlarına rağmen arıcılarımız arasında hazır ana arı kullanma alışkanlığı yeterince yaygın değildir.

30 Eylül 2010 Perşembe

BAL DEĞERLİ BİR ÜRÜN


Ordu Üniversitesi (ODÜ) Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Recep Sıralı, dünyada en çok bal üretilen ülkelerden olmasına rağmen Türkiye'de koloni başına bal veriminin ortalama 15 kilogram kadar olduğunu, oysa ileri ülkelerde bunun 60 kilogram olduğunu belirterek, "Ülkemizde var olan ballı bitkilerin potansiyelinden yeterince yararlanamıyoruz" dedi.
Arı yetiştiriciliği ve bal üretiminde temel etken olan iklim şartları, coğrafik koşullar ve ballı bitki örtüsünün uygun olmasının Türkiye açısından büyük bir şans olduğunu, dünyada mevcut ballı bitki tür ve çeşitlerin yüzde 75'inin Türkiye'de bulunmasının büyük bir doğal zenginlik olarak ön plana çıktığını belirten Yrd. Doç. Dr. Recep sıralı, çeşitli bölgelerin kır, ova, yayla ve meralarında farklı tarihlerde ballı bitki çiçeklerinin açtığını, bol ve kaliteli nektar salgıladığını, bu bölgelerimiz yaz aylarında adeta bir nektar seline dönüştüğüne dikkat çekti.
Günümüzde bal üretiminin yılda 80 bin ton ve bal mumu üretiminin ise 4 bin 500 tona ulaştığını, bu haliyle arıcılığın ülke ekonomisine bal ve balmumu olarak sağladığı katkı 150 milyon liradan oldukça fazla olduğunu belirten Sıralı, "Arıcılığın bitkisel üretime olan katkıları da dikkate alındığında bu faaliyetin ekonomimize olan toplam katkısının 500 milyon lira civarında olduğu tahmin edilmektedir" dedi. Türkiye'de son 10 yılda 140 bin sabit, 40 bin gezginci olmak üzere toplam 180 bin yetiştirici bulunduğunu, gezginci arıcılık yapan 40 bin kişi arıcılığı profesyonel anlamda yaptığını ve geçimini sadece arıcılıktan sağladığına dikkat çeken Sıralı, bunun da aile fertleriyle birlikte yaklaşık 200 bin kişinin yaşamını sadece arıcılığa bağladığı anlamına geldiğini vurguladı."BAL STRATEJİK ÜRÜN OLDU"Bal'ın Türkiye için stratejik bir ürün haline geldiğine dikkat çeken Sıralı, şöyle konuştu:"Türkiye'den gerçekleştirilen bal ihracatı ile ülkemize her yıl milyonlarca dolarlık döviz girdisi sağlanmaktadır. Geçtiğimiz dönemlerde yıllık 20-25 bin ton bal, yurt dışına ihraç edilerek ülke ekonomisine yaklaşık 30 milyon dolar katkı sağlanmasına karşın ülkemizin son yıllardaki bal dışsatımının düşüklüğünün nedeni, dış pazarın istediği kalitede ürün üretilememesinden kaynaklanmaktadır. Tüm dünyada üretilen çam balının yüzde 92'sini Türkiye karşılamaktadır. Ülkemizde üretilen çam balının yüzde 95'iihraç edilmektedir. Bu ürün Türkiye için fındıktan sonra gelen en stratejik üründür.""BAL VERİMİNİ YÜKSELTMELİYİZ"Tüm bu avantajlara, dünyada ABD, Rusya ve Çin'den sonra en çok bal üreten ülke olmasına rağmen Türkiye'de koloni başına bal veriminin oldukça düşük durumda olduğunu vurgulayan Sıralı, "Düşük sayıda koloni varlığına rağmen önemli derecede bal üreten bazı ülkelerin varlığı da arıcılıkta daha çok çalışmalar yapmamızın zorunluluğunu ortaya koymaktadır. Türkiye'de koloni başına bal veriminin ortalama 15 kilogram kadar olması, ülkemizde var olan ballı bitkilerin potansiyelinden yeterince yararlanamadığımızı vebal arısı popülasyonlarımızın verim düzeylerinin yeterli olmadığını göstermektedir. Bu verim düşüklüğü, Türkiye arıcılığının içinde bulunduğu eğitim, arı hastalık ve zararlıları, modern donanım ve teknik yöntemlerin kullanımına ilişkin birtakım sorunlardan da kaynaklanmaktadır. Oysa kovan başına bal verimi arıcılığı ileri ülkelerde 60 kiloya kadar yükselebilmektedir. Bu durumda alınacak teknik ve kültürel önlemlerle bal verimi ortalaması yükseltildiğinde ülke üretiminin ne denli artırılabileceği kolaylıklaanlaşılabilmektedir" şeklinde konuştu. Sıralı, kırsal kesimin refahına önemli oranda katkıda bulunabilecek, uygun ve önemli bir faaliyet kolu olabilecek arıcılığın bir toplumsal kalkınma aracı olarak devletçe her yönüyle desteklenmesi, geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve bu amaçla da yasal ve örgütsel düzenlemelerin bir an önce yapılması gerektiğini sözlerine ekledi.
Ordu (iha) Metin Akyürek

2 Ağustos 2010 Pazartesi

EYYAM-I BAHUR

Hafta sonunda yayla arılığındaydım.Hava sıcaklıkları maksimumda...Zirvede...Yani mevsimin en sıcak günlerindeyiz.EYYAM BAHUR...Takvimlerde yazar.En sıcak günler.31 Temmuz-7 Ağustos arası...Bizde bu zamanda pek arılara dokunmak istemeyiz.Çok hırçın oluyorlar...Artık yayla hasat zamanı geldi...Hafta sonuna doğru kısmetimizi alma gayreti içinde olacağız.
Artık mevsim olgunlaştı.Ballarda olgunlaştı.Tam sırlama olmamış.Ama genelde %70 oranda sırlanmış durumda...
Bu yıl yaşadığım başka bir sorunda arıların ana değiştirmesi oldu.Bal mevsimi içinde Temmuz içinde çoğu farkına bile varamadığım 20 kadar kovan analarını değiştirmiş...Bunu yaptığım bal kontrollerinde anladım.Kuluçkalıktaki petekler bal ile kaplanmış,günlük yumurta yok...Bol miktarda işçi arılarca yenmiş ana arı memeleri...Arılar oğula gitmeden ana değiştirdiler.Benim Ağustosun sonuna doğru yapacağım işi onlar yaptılar.Ayrıca Kafkas melezlerinide bir hayli temizledik.Ben Akdenizde kafkasdan hiç verim ve randıman alamadım.Yerli ve italyan türü arıya yöneldik zorunlu olarak...Ama seneye tam yerliye yöneleceğim.Çevremde dağ köylerinde yaylalarda hala Analarının ne olduğunu bilmeyen arıcı çok.Üstelikde hiç analarına dokunmamışlar.Böyle bir arıcıdan 4-5 iyi ve verimli kovan alınıp operasyona başlayacağız...
Sabahın erken saatinde akıllarda kalanları satırlara yansıttım.Gününüz şen haftanız verimli olsun.

31 Temmuz 2010 Cumartesi

ARI SÜTÜ

Faydaları saymakla bitmeyen arı sütünün şimdi de insan ömrünün uzamasına katkıda BULUNUYOR.
Arıı sütünün özellikle kalp rahatsızlıklarından kansere kadar birçok hastalıkta vücudu GÜÇLENDİRİYOR.
Özellikle yoğun antibiyotik kullanan radyoterapi ve kemoterapi tedavisi gören hastalarda muhtemel karaciğer ve böbrek zararlarını önlemekte fonksiyonları koruduğu SÖYLENMEKTEDİR.
Arı sütü göğüste şiddetli ağrı ve nefes daralmasına neden olduğu ani nöbetler, karaciğer yağlanması, eklem hastalıkları, yorgunluk, zayıflık ve kuvvetsizlik hallerinde kullanılır.
Lösemi, bazı kötü huylu tümörler, karaciğer ve böbrek bozuklukları, yüksek kolesterol ve çeşitli iltihaplı hastalıklar ile mide bağırsak, astım, bronşit, grip, göz hastalıkları ve bozukluklarında kullanılır. Arı sütünün apiterapik ve tıbbi kullanım alanlarının yanında kozmetik sanayinde doku ve cildi yenileyici, deriyi gerdirici, derinin yağ sekrasyonunu düzenleyici etkisi vardır...
UZUN VE SAĞLIKLI BİR ÖMÜR İÇİN HEP BERABER TÜKETELİM...AFİYET OLSUN:)

2 Haziran 2010 Çarşamba

OĞUL ÖNLEME YÖNTEMLERİ

İlkbaharda arılar gelişmelerinde üç önemli aşamadan geçerler:

1.kışı geçıren yaşlı arıların,genç arılarla yenilenmesi.

2.çok çabuk bir şekilde genç arı mevcudu artması.

3.bal sezonuna kadar arıların olabildiğince hızla çoğalmalarına devam etmeleri.Birinci ve ikinci aşamalarda iyi bir ana arı hiç durmadan 40-45 gün süre ile 24 saat içinde yaklaşık ikibinden fazla yumurta bırakmaktadır,fakat bal sezonu ile birlikte arılar nektar getirmeye başladıkta sonra ana arı yumurtlamayı az da olsa mutlaka azaltmaktadır. Yeni doğan genç arıların mevcudu bal sezonu başında hızla artmaya devam ettiğinden dolayı,genellikle daha tarlacı olmadıklarından dolayı kovanın içinde ve uçuş deliğinin karşısındaki arka duvara birikirler.İşte bu işsiz ve genç arılar orada gelecek zamanın oğulu olarak hazırlıklara başlarlar. Yalnız şunu belirtmek isterim,oğul verme içgüdüsü hiçbirzaman her kolonide aynı tempoda ve şekilde gelişmez. Enbüyük etken ana arı yumurtlamayı nezaman ve nekadar azalttığına bağlıdır.Bal sezonu başlamasına 15-20 gün var iken yumurtlamayı azaltır ise ,genç arıların 7-9 gün içinde yavru besleme işleride hızla azalır ve hemen ana memelerini oluştururlar.Koloni artık oğul vermeye meğillenmiş demektir. İçgüdüsel olarak arılar mum orme ve kabartma işini durdururlar.Ana arı yumurtlamayı tamamen keser. Acil önlemler alınmadığı taktirde koloni 8-10 gün içinde,yani ilk ana memeleri kapandığında eğerki hava şartları uygun ise hemen oğul verecektir.Ana arıya bal sezonu başlangıcına kadar normal bir şekilde yumurta buraktırmaya devam ettirebilir isek eğer,genç arılarda yavru besleme ve bakımı ile meşkul olduklarındad dolayı işsiz kalıp oğula meğillenmezler. Aynı zamanda bal sezonu başlamış olup ve nektar akışı da olduğundan dolayı, balı olgunlaştırmak işi de genç arılara düşmektedir. Böyle kovanlarda ana arının yumurtlaması kademeli olarak azalmaktadır.Pratikte kovana hazır kabartılmış depodan boş petek ve ya yeni kabartılmamiş çerçeveler ile ana arıya ve arılara kabartma işi ile yumurtlama alanı açılmadığı zaman oğula yatması bir an meselesi.Bazi arıcı arkadaşlar oğul verme nedenlerini bilmeden bu dönemlerde hazır kabartılmış petekler ile sadece ana arıya yumurtlama alanı sağlamaktadırlar,ve hiç beklenmedik sonuçlar ile karşılaşırlar. Boş petekler kısa bir zaman içinde arılar tarafından temizliği yapıldıktan sonra ana arı hemen yumurtluyor, koloninin genç arı mevcudu hızla artış gosteriyor ve bal sezonu henüz başlamadığından genç arılar işsiz kalıp arka duvara birikiyorlar.Bu nedenlerden dolayı oğulu önlemek için koloniye mutlaka kabartılmamış yeni petekler ile mum kabartma işi verilmelidir.Ana memeleri oluşturulması ve gözlerde yumurtaların görülmesi ile birlikte mum kabartma işi tamamen duruyor. Ayni anda arılar ana arıyı yeterince arı sütü ile beslemeyı azaltıyor. Daha sonra ana arı kendi balla beslenmeye başlar ve arı sütü ile beslenmeyince yumurtlamayı tamamen durdurur ,ve uçabilecek kadar hafifler.Artık oğul vermenin nedenleri genç ve işsiz kalan arıların hızla çoğalması artı ana arının yumurtlamayı aniden kestiğinden kaynaklındığı anlamış durumdayız. Şimdi bu istenmedik durumdan çıkabilmemiz işin birkaç yöntem.

1.arı kolonisini yeni kabartılmamış petekler vererek genç arıları çalıştırmak.

2.ilave katlarda (ballıklarda)çerçevelerin diziliş şekli.

3.ana ızgarası ve ikinci analı (çift analı) çalıştırma sistemi.

4.mevcut anayı bal sezonu başlamadan 20-25 gün önceden ayni sezonda doğmuş ve yumurtlayan ana ile değiştirmek.

5.suni oğul oluşturmak,en az altı çerçeveli.

6.kovan yerlerini değiştirme sistemi.Birinci yöntemi üstteki yazımda belirtmiştim. Diğer yöntemler daha sonra,ama mutlaka bal sezonu başlamadan önce.